Mat i syn (1997)
Ana ve Oğul
"Huzurun aynadan yansıması"
Tarkovski'nin veliahtı olarak gösterilen Aleksandr Sokurov'un üçleme olarak düşündüğü bir projenin ilk filmi (ikincisi Baba ve Oğul, üçüncüsü henüz çekilmedi).
Eski fotoğraf kareleri ya da tablo şeklindeki planlarla ilerleyen hüzün verici öyküsüyle büyüleyici filmde; ölmekte olan yaşlı bir anne ve oğlunun sonsuzluk gibi ilerleyen son günü içinde yaşadıkları anlatılır.Annesinin yaşlılığına ,bir çocuğa dönmüş hallerine ve kaçınılmaz sona doğru ilerlemesine eşlik etmesi, hiç peşini bırakmayan geçmişin yadedilmesi oğulun yaşadıklarının özetidir.
Dondurulmuş gibi ilerleyen ağır ve pastoral kareler,oğulun anneye bir çocuk gibi davranıp el üstünde tutması, olur olmadık zamanlarda gelen sevgi öpücükleri...kayıp gidenin hem zaman hem de insan olduğunu hatırlatır bizlere.
Hep duyulan tren sesi, trene uzaktan uzun uzun bakarken ki gitme isteği. gidememenin hüznü... geçip giden hayatın,kaderin yürekleri sıkıştırmasıdır.Trenin aksi yönüne gitmekse insanlığın yenilgi tarihine atılmış yeni bir çiziktir ve akla Cemal Süreya'yı getirir istemsizce.
"bir bardak su içsem şimdi
yaralarımdan dökülür
gün ki yıkımlar günüdür
boştur ne söylesem şimdi"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder